Senkroner Enerji, Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine mühendislik temelli katkı sunmak üzere kurulmuş bir teknoloji girişimidir. Güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı sistemlerin planlama, kurulum, işletme ve iyileştirme süreçlerinde uçtan uca çözümler üretir. Alanında uzman mühendis ve teknik ekibiyle, yüksek kalite standartlarından ve sürdürülebilirlik ilkelerinden ödün vermeden, her ölçekteki projeyi güvenle hayata geçirir. Senkroner, yalnızca sistem kurulumu değil; aynı zamanda performans takibi, verim artırımı, güç yükseltme ve varlık yönetimi gibi üretim sonrası hizmetleriyle de fark yaratır. EPC süreçlerinden mikro şebeke çözümlerine, proje geliştirmeden yatırım danışmanlığına kadar uzanan entegre hizmet modeliyle, kamu ve özel sektör yatırımları için güçlü ve güvenilir bir iş ortağıdır. Bugünün ihtiyaçlarını karşılayan, yarının gereksinimlerine hazır, çevreyle uyumlu enerji sistemleri tasarlıyor; yenilenebilir enerjide tam kapsamlı çözümler sunuyoruz.
Mahmud Çevik tarafından Ankara’da kurulan DC Solar, yenilenebilir enerji alanındaki ilk adımımız oldu ve bu alandaki teknik birikimin temelini oluşturdu.
Şirketimiz Integra adıyla yoluna devam ederken, global pazara açılma hedefiyle uluslararası düzeyde projeler geliştirmeye başladı.
Volta Enerji markasıyla hayata geçirilen yüksek kapasiteli GES projeleriyle sektörde dikkat çeken bir oyuncu haline geldik.
Sadece GES kurulumu değil, aynı zamanda yeni nesil GES teknolojilerinin geliştirilmesinde öncü bir şirket olma vizyonuyla Senkroner markası oluşturuldu.
Senkroner, EPC projeleri, performans artırıcı çözümler ve akademik iş birliklerine dayalı Ar-Ge çalışmalarıyla yenilenebilir enerji sektöründe liderlik konumunu güçlendirmektedir.
Senkroner Enerji, her projeye teknik uzmanlık, saha deneyimi ve yenilikçi bakış açısıyla yaklaşarak, enerji yatırımlarınızı geleceğe taşıyan çözümler sunar.
Planlamadan devreye almaya kadar tüm EPC süreçlerinde verimliliği ve sürdürülebilirliği esas alırız. Her proje için özel mühendislik çözümleri geliştirerek sahada maksimum performans sağlarız.
Gelişmiş enerji yönetim sistemleri, depolama çözümleri ve mikro şebeke altyapılarımızla mevcut sistemleri daha akıllı ve güçlü hale getiriyoruz. Bu sayede yalnızca bugünün değil, yarının ihtiyaçlarına da hazır enerji sistemleri kuruyoruz.
MW EPC (Ges Kurulum Hizmeti)
MW proje yönetimİ
Yenilenebilir kaynakları mikro şebekeler ve enerji depolama sistemleriyle entegre ederek sürdürülebilir enerji altyapıları kuruyoruz.
GES projelerimizle çevre dostu enerjiyi daha yaygın ve ulaşılabilir hale getiriyoruz.
Enerji depolama çözümlerimiz, üretim dalgalanmalarına karşı güvenli ve kesintisiz enerji akışı sağlıyor.
Enerji yönetim sistemlerimiz, üretimden tüketime kadar maksimum verim ve kontrol imkanı sunuyor.
Güneş enerjisi santralleri, fotovoltaik paneller aracılığıyla güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Şebekeye bağlı ya da bağımsız şekilde çalışabilirler. Kurulum alanına, panel verimliliğine ve iklim koşullarına bağlı olarak yüksek enerji üretimi sağlarlar. Yenilenebilir ve çevre dostu olmaları sebebiyle enerji sektöründe giderek daha fazla tercih edilmektedir.
Rüzgar santralleri, rüzgarın kinetik enerjisini türbinler aracılığıyla mekanik enerjiye, ardından jeneratörlerle elektrik enerjisine çeviren tesislerdir. Özellikle yüksek rüzgar potansiyeline sahip bölgelerde verimli çalışırlar. Karbon salımı yapmadıkları için çevre dostu ve sürdürülebilir enerji üretiminde önemli rol oynarlar. Hem kara hem de deniz üzerine kurulabilen farklı türleri bulunmaktadır.
Karbon ayak izi, bir bireyin, kuruluşun veya sistemin doğrudan ya da dolaylı olarak atmosfere saldığı sera gazı miktarının karbondioksit (CO₂) cinsinden karşılığıdır. Enerji tüketimi, ulaşım, üretim süreçleri ve yaşam alışkanlıkları bu miktarı etkiler. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, karbon ayak izini azaltmanın en etkili yollarından biridir. Sürdürülebilirlik hedeflerinin önemli bir göstergesidir.
Yenilenebilir enerji kaynakları, doğaları gereği sürekli ve kontrol edilebilir değildir. Güneşin doğmadığı veya rüzgarın esmediği anlarda enerji ihtiyacını karşılamak için depolama sistemlerine ihtiyaç duyulur. Batarya ve diğer enerji depolama çözümleri, bu dalgalanmayı dengeleyerek sistem sürekliliği sağlar. Ayrıca şebekeye geri satış veya pik yüklerde destek için stratejik bir avantaj sunar.
Enerji Yönetim Sistemleri (EMS), üretim, tüketim ve depolama verilerini anlık olarak izleyip analiz ederek sistemin verimli çalışmasını sağlar. Bu sayede enerji kayıpları minimize edilir ve maliyetler düşürülür. Endüstriyel tesislerden meskenlere kadar birçok alanda enerji optimizasyonu sağlar. Gelişmiş EMS çözümleri, uzaktan erişim ve otomatik karar mekanizmalarıyla enerjiyi akıllı hale getirir.
Mikro şebekeler, kendi başına çalışabilen, üretim, depolama ve tüketim birimlerinden oluşan yerel enerji sistemleridir. Hem şebekeye bağlı çalışabilir hem de ada modunda (bağımsız) enerji sağlayabilirler. Doğal afetler veya şebeke arızalarında kritik alanlara kesintisiz enerji sağlar. Akıllı kontrol sistemleri sayesinde enerji verimliliği ve güvenliği üst düzeye çıkar.
Fotovoltaik hücreler, güneş ışığını doğrudan elektrik enerjisine çeviren yarı iletken malzemelerden oluşur. Genellikle silikon tabanlı bu hücreler, GES sistemlerinin temel yapı taşıdır. Işık fotonları, hücre yüzeyine çarptığında serbest elektronlar oluşur ve bu hareket elektrik akımı üretir. Hücre verimliliği, kullanılan teknolojiye ve iklim koşullarına göre değişir.
Teknik olarak GES sistemleri depolama olmadan da kurulabilir; ancak enerji sürekliliği ve yönetilebilirlik açısından depolama büyük avantaj sağlar. Özellikle şebekeden bağımsız çalışmak istenen uygulamalarda batarya sistemleri olmazsa olmazdır. Depolama sayesinde fazla üretilen enerji saklanabilir ve ihtiyaç anında kullanılabilir. Bu da sistemin verimliliğini ve yatırımın geri dönüşünü artırır.
GES projelerinde performans takibi, sistemin beklenen kapasitede çalışıp çalışmadığını analiz etmek için kritik öneme sahiptir. Arıza tespiti, kirlenme, panel arızaları veya inverter verimsizlikleri gibi durumlar erken fark edilerek müdahale edilebilir. Takip sistemleri sayesinde verim düşüşleri anında görülebilir. Bu da işletme maliyetlerini azaltır ve sistem ömrünü uzatır.
Mikro şebekeler, elektrik şebekesine erişimin zor olduğu veya kesintilerin kritik olduğu bölgelerde tercih edilir. Kırsal alanlar, askeri üsler, kampüsler, sanayi bölgeleri gibi enerji güvenliği gerektiren yerlerde yaygındır. Şebekeden bağımsız çalışabilme kabiliyeti, acil durum senaryolarında büyük avantaj sağlar. Ayrıca yenilenebilir enerjiyle entegre edilerek karbon ayak izinin düşmesine katkı sağlar.
Evet, enerji yönetim sistemleri hem anlık tüketimi analiz eder hem de geçmiş verilerle kıyaslama yaparak gereksiz tüketim noktalarını tespit eder. Bu da %10–30 arasında enerji tasarrufu sağlayabilir. Ayrıca büyük tesislerde enerji verimliliği teşvikleri ve karbon salım azaltımına yönelik avantajlar da getirir. Akıllı analizlerle sistem sürekli iyileştirilir.
